cpm_inboxCount

Yazar adı gereklidir!

Göster Şifre gereklidir!

Şifreni mi unuttun?

Yazar adı gereklidir!

E-posta gereklidir!

Göster Parola gereklidir!

6 + 12 =

Şifrenizi mi unuttunuz? Endişelenmeyin! Aşağıdan kayıt olduğunuz e-posta adresinizi girin ve şifrenizi sıfırlayın.

E-posta gereklidir!

Girişe Dön

Kapat
  • kapitalizm

    /
    2
    insanların hiçbir engelleme olmadan özgürce ticaret yapıp mülk edinmesini sağlayan medeniyeti ileri taşıyan sistem. çoğu vegan genelde mac ve burger gibi en büyük hayvan düşmanı şirketlere olan öfkesinin bir kısmını kapitalizme kanalize etse de hayvanların mülk olarak görülmesinin kapitalizmden önce de olmasını ve sosyalist devletlerde de olmasını göz ardı edip kapitalizmi şeytanlaştırıyor. asıl sorunun tıpkı ataerki gibi yüzyıllardır süregelen hayvanları mülk olarak görme olduğu noktasını kaçırmamak gerek.
    Kavramların birbirine girdiği kapitalizmin masum bir ekonomik politikalar bütünüymüş gibi tanımlandığı ve hakkında güzellemeler yapıldığı tuhaf bir başlık.

    Öncelikle veganların muhalif olduğu ya da ahlaki bulmadığı tek konunun hayvan sömürüsü olmadığı hususunda anlaşalım.

    İnsan sömürüsü, adalet, eşit gelir dağılımı, çocuk hakları, kölelik, yoksulluk, savaş, şiddet bunlar gibi onlarca mevzuya da karşı duruş sergileyebilir bir vegan.
    -bunlar ile kapitalizm arasındaki ilişkiyi anlatmaya gerek yoktur diye umuyorum-

    Bunların yanında Hayvan sömürüsü de kapitalizmin çıktılarından birisi.

    İhtiyaç fazlası üretip-tükettirdiği için daha fazla sömürüye zemin oluşturma.
    Daha insan merkezli politikalar.
    Daha fazla üreme.
    daha fazla büyüme.
    daha fazla şehirleşme.
    daha az doğal alan.
    daha kirli bir çevre.

    Tuhaf olan bir veganın bütün bunlara uygun zemin hazırlayan bir ekonomik sisteme karşı durması değil kapitalizm güzellemesi yapmasıdır
    Kapitalizm tüm insanların eşit şartlar altında özgürce ticaret yapabildiği bir sistem olarak ne güzel de betimlenmiş.Şimdi gerçeklere dönelim.Halka vergi üzerine vergi gelirken büyük şirketlerin vergilerinin silinmesi eşit şartlar ve özgür ticaret midir? Kapitalizmin vahşileştiği noktada veganizmin ortaya çıkması tesadüf değildir.Bu şuan için ne kadar bireysel gözükse de ileride kapitalizme karşı kendi kitlesini tabanını yaratacaktır. Büyük şirketler kendilerini kapitalist sistemde var etmek için ileride ne kadar kendilerini 'veganize' etseler de bir şekilde çöküşü yaşayacaktır.İnsan varoldukça ticaret bitmez ama ticaret yapmanın tek sistemi kapitalizm değildir.Çünkü her şeyin tüketime bağlandığı, sadece kar hırsıyla insanların,doğanın,hayvanların sömürüldüğü bir sistem bu ve sadece bir avuç insanın çok para kazanması için dönüşüme uğramış.Ülkemizde Kaz dağlarında binlerce agaç kesilip Kanadalı altın şirket sahibi olan bir aileye, bir zümreye peşkeş çekilmesi gibi.Bu durumda bu özgür ticaret alanında bizim özgürlüğümüzün kısıtlandığını düşünmüyor musunuz? Vegan olan biri özünde sömürüye karşı çıkan biridir ve bu kapitalizmle çelişmektedir, tabii veganlığın ekmeğini kapitalizm kaşığıyla yemiyorsa..

    sömürünün diğer adı kapitalizmdir. hayvan sömürüsü dahil, her türlü çevre ve emek sömürüsüne karşıdır veganlar. eşitlik sömürüsüz bir gelecekte, o da vegan emekte.

    insanin icindeki boslugu tuketmelerini saglarayak gecici olarak dolduran sistemdir. sadece ihtiyaclari dogrusunda tuketim yapanlari hic sevmez. en cok sevdigi ise her seye arzu duyan ve sahip olmak isteyen insanlar

    liberalizmle karıştırıldığını görüyorum. kapitalizm kapital sahibinin faydasına göre işleyişi değişen bir sistemdir ki bu da mesela 1920'lerde abd elektrikle sokaklarını aydınlatırken britanya'nın hala sokaklarını gaz lambasıyla aydınlatmasını açıklar. çünkü gaz lambalarına vaktinde büyük yatırım yapılmış ve elektrik şirketlerinin önüne yasal engeller çıkarılmıştır. evet? hani ilerleme ve özgürlük? n'oldu?


    ya da sizin ihtiyacınızı ucuza gören bir ürüne devlet , bir kapitalistin ricasıyla, çok yüksek gümrük vergisi ekler ve siz istediğiniz malı, mülkü değil de o ricacı kapitalistin ürününü seve seve almak zorunda kalırsınız? hani ilerleme? daha iyiye yol alış?


    liberalizm ise kapitalizme yolu açan ideolojik kaidedir. kağıt üzerinde güzel açıklar özgürlük, hak vs. ama mezrada doğan çocuğun eğitime hakkına nasıl ulaşacağı ile ilgilenmez. prosedürel eşitlik dedikleri bir kavrama göre çarkını döndürür. gece gece yazdığıma bak.

    part 1


    aklımızın alamayacağı tonlarca faydasının yanı sıra ciddi zararları da olabilen ekonomik sistem. bu sebeple, ne amerikan tutucu ekonomik liberaller gibi tamamıyla serbest piyasayı ve neredeyse sıfır devlet müdahalesini ne de devletin tüm ekonomiyi ve fiyatları kontrol ettiği sosyalizmi ekonomik model olarak uygulamak lazım. komünizme hiç girmiyorum çünkü bir ekonomik model ve ideoloji olarak işe yaramadığını 26 aralık 1991 tarihinden beri biliyoruz. kapitalizmin tonlarca faydasının yanı sıra yarattığı ciddi zararlara, sosyalizmin getirdiği çözüm önerilerini uygulamak akıllıca gibi duruyor. işte tam da burada karşımıza keynezyen kapitalizm çıkıyor. bunu şöyle düşünebilirsiniz: kapitalizm, serbest piyasa ve serbest ticaretin getirdiği faydalar sebebiyle üstünüze giymek isteyeceğiniz bir elbise. fakat bu elbise zamanla ekonomik krizler, gelir adaletsizliği, doğanın katledilmesi, hayvancılık endüstrilerinin mezalimi gibi birçok sorunu ortaya çıkartıyor. bu sorunları elbisenin yırtıklarına/defolarına benzetebiliriz. zamanla yıpranan ve defoları ortaya çıkan kapitalizm elbisesinin üzerindeki yırtıkları, sosyalizmin çözüm önerileri ile yamayabiliriz. işte tam da bu yüzden sol partilere, sendikalara ve stklara ihtiyacımız olduğunu her zaman söylerim. kapitalizm üzerinize giymek isteyeceğiniz ama zamanla yıpranan bir elbiseyken, sosyalizm hiçbir zaman üzerinize giymek isteyeceğiniz bir elbise değil yalnız bunu da söylemekte fayda var. yani özetle keynezyen kapitalizm şunu söyler: devlet ekonomiye, ona olan güveni yeniden sağlamak ve onu daha istikrarlı hale getirmek için gerekirse müdahale eder. serbest piyasanın ve serbest ticaretin daha iyi işlemesi için kriz zamanlarında devlet müdahale ediyor ekonomiye yalnız, sosyalizmle karıştırmayalım. bu minvalde kapitalizmin diğer olumsuz yanlarına da devlet müdahale edebilir gerekirse der keynes. ekonomisini bugün keynezyen kapitalist ekonomik modele göre yöneten ülkelerden almanya'yı örnek verebiliriz mesela.

    part 2


    ben de bir keynezyen kapitalist olarak, ekonomiye en rasyonel ve mantıklı yaklaşımın keynezyen ekonomik model olduğunu düşünüyorum. ne para hırsı ve daha fazla kar uğruna tonla sorun yaratan tutucu ekonomik liberal sistem (hard kapitalizm asdasdas) ne de serbest piyasa, rekabet ve serbest ticaretin faydalarını göremediğimiz sosyalizm. bu noktada eleştirmek istediğim 2 tip insan var. birincisi kar hırsı uğruna doğayı katleden ve her türlü evrensel ahlak ilkesini hiçe sayan iş adamı, para babası kodamanlar. ikincisi ise kapitalizmin her türlü faydasından yararlanıp bu faydalardan zerre bahsetmeyen, kapitalizmi yerden yere vuran sosyalistler. birincisinin nasıl bir tip olduğunu zaten biliyorsunuz anlatmama gerek yok. fakat ikincisine elimde şöyle çok güzel bir örnek var. bu hasan piker denen moron kapitalizmin başkenti olan west hollywood los angeles'ta yaşayan, kapitalizmin allahı bir girişim/şirket olan twitch sayesinde ayda 50,000 dolardan fazla kazanan ve tüm bunlara rağmen kapitalizmin yararlarından zerre bahsetmeyip kapitalizmi yerden yere vuran bir sosyalist. tamam kapitalizmi yerden yere vur da, bu kadar faydalanıyorsan yararlarından da bahset bir zahmet. bu sosyalist arkadaşımızı, sosyalist olmanın gereğini yerine getirip kazandığı aylık 25,000 doları los angeles'ın meşhur evsizleriyle paylaşmaya davet ediyorum asdafdsad. geçen yayınlarından bir tanesinde veganlara, evcil hayvan sahibi olmak kölelikle neredeyse aynıdır çünkü mal statüsünde hayvan demişti adgsdafhas. bir de muslims for progressive values diye bir organizasyonda görev almış zamanında. muslims? progressive values? ay tam oksimoron bu ikisinin yan yana gelmesi ahsfdhfasgd. şimdi niye moron dediğimi anlıyor musunuz ?



    rötuşlu kapitalizmin pembe bir düş olduğunu eklemek isterim. hiçbir kapitalizm yok ki kapitalistinin emrinden çıkmayan hükümetler, yönetimler inşa etmemiş olsun. ülkeleri kendi ölçeği içinde vatandaşına nasıl davrandığını düşünerek ele alacaksak, e tabii ki almanya güzel bir örnek gibi. ama evrensellik iddiası yoktur. kapatır sınırlarını. cennetini kendine vaat eder. bu sebeple bayer'in ceo'su marijin dekkers de çıkıp kanser için "ürettiğimiz ilaç masrafını karşılayacak batılı hastalar için. ilacı hindistan pazarı için üretmedik" deyiverir. artık o kapitalizmin hindistan ve dengi ülkeler için nasıl bir fayda ürettiğini kapitalizm muhipleri izah eder.


    sosyalizm/komunizm söz konusu olunca tabii temkinli olmak lazım gene. daha çok bu bir ideal. bunu deneme iddiasıyla yola çıkanlar vahşi diktatörlükler, oligarklar yarattı. süründürdü milleti. hem de kapitalistlerden daha beter. yani sosyalizm o değil diyeceğim de sscb seviciliği de epey güçlü.kuzey kore öven de var. maduro öven de. ama nerede eğitim almak istiyorsun, nereye yerleşmek istersin diye sorduğunda almanya'dan, isveç'ten aşağısını söyleyen de çıkmıyor.


    ama nihayetinde sosyalist bir ideale sahip değilseniz "batılı çocuklar kurtulsun, hintlilerin çocukları başının çaresine baksın." deyiverirsiniz. sosyalizm hindistan'daki çocuğu da dert edinir ideolojik olarak. faydası olsun olmasın. aynı veganlıkta olduğu gibi sosyalizm etik bir mecburiyettir. ülküdür.

    ama orada da bir aklıevvellik söz konusu. onların da çoğunun ufku "insan" kadar. hayvana neden eşit davranması gerektiğini kafası almıyor. hayvan sömürüsüne karşı çıkmayan sosyalist , nasyonel sosyalistin sosyalisti gibidir maalesef.

    #6707 ." ekonomik faydayı konuşuyoruz burada" ifadesini gördüm de. yooo onu konuşmuyoruz.. o zat-ı şahanenizin kuruntusu.

    burada veganlığı ve kapitalizmin güya veganlığa açtığı alanı konuşuyoruz." neden almanya hindistan' düşünsün ki ?" diye sormak zaten veganizmi anlamayan bir bakışın verimsiz ifadesi olabilir en fazla. yani hayvanların hakları diyoruz? hayvan sömürüsü? hani bütün hayvanların yaşam hakkııı? hayvanları da mı vatandaşlığına göre değerlendiriyoruz asadsadasdas :))? belli ki epey uzak bir yerden veganlık anlamaya çalışılmış ama menzil yetmemiş.


    işte demem o ki eğer alanı ülke sınırlarıyla kısıtlamak gibi ilkel bir yaklaşımı benimsersek bunun sonucu doğal olarak milliyetçilik olacak ki dostum biz onu almayalım bence ya. milliyetçi vegan :))) ama kendi üstün milletinin koyunu için vegan ajajhahaa ... başka ilginç fikir var mı? sadece kendi ülkesinin lgbti komunitesi için savaşan queer. yok daha neler. cadı da yakalım mı? ayrıca başka ülkenin refahıyla ilgilenmeyen ülke oranın savaşıyla, kaynağıyla da epey ilgili oluyor. yaş yeter mi bilmem, körfez savaşı bunun hikayesidir (şok !!!). e dediğimiz bu? hintliyi sömüreyim ama sürünürse bana ne. ya gerçekten veganlık bu kadar 20.yy kaldırmaz. o veganlık değil. başka bir şey.


    stalin'e gelirsek. e dedik zaten onu. sscb ... değil mi? yazılanı okumama sinyallerini ben önceden aldım ama böylece teyit etmiş olduk. evet sosyalizm bir idealdir. eşitlik ilkesini benimsemeden gidilecek yol belli. abd'sinden avrupa'sına her ülke kendi sevimli diktatör adayını boşuna mı parlatıyor? resmen abc'sini öğretmek zorunda kaldım, hicap. kapitalizmi yaşamasak, bilmesek yutturacaklar.


    not: marijin dekkers'in şu andaki bayern ceo'su olduğunu iddia etmemiştim. ceo olduğu dönemdeki bir açıklamasına referans verdim ama işte okumak lazım yazılanı. google'a "bayer ceo'su" diye aratmadan önce yazdığımı bir okusaydın serin kafayla. ;) ben eksikliği gördüm ziyadesiyle. ama kapatırız, birlikte çalışarak. yardımı esirgemem.

    vegansozlukcom vegansozlukcom vegansozluk