hele bir de Beş dakika önce elinde bir buket çiçekle gelen biri söylediyse tadından yenmeyecek sataşma. hayvanlarda sinir sistemi olduğunu, bitkilerde durumun çok başka olduğunu anlatmaya çalıştığınızda da ay iyice delirdin diye yaftalandığımız bir uzantısı da var hatta.
bitkilere, hayvanlara temelde sunduğumuz kesilmeme hakkını sunmadığımız bir gerçek, çünkü onları yiyoruz. acı çektikleri, korktukları, üzüldükleri vs ispatlansa bile veganlığı bırakıp hayvan yemeye başlamicaz. yine sadece bitki yicez çünkü yemek zorundayız ve yerken de üzülmicez. bu yüzden bitkinin canı umrumuzda değil açıkçası. benim vicdanım hayvanın öldürülmesine dayanamıyor bence hiçbir insanın dayanamaz diye düşünüyorum bunun sebebi de insanın zaten bir hayvan olması. insan dışındaki hayvanların da bizim gibi mutlu olmalarını, sağlıklı olmalarını, öldürülmemelerini isteriz her insan bunu ister. sırf bitkiyi kesiyoruz diye hayvanı da kesmeyi meşru görmemek gerekiyor. hayvanların özgür olması onlar için daha iyi bu yüzden onlara bu hakkı vermeliyiz. bu bize hiçbir şey kaybettirmez ama onlara çok şey kazandırır.
Ancak bilincli deneyimleri yok. O yUzden aci hisleri de yok:
'Bitkilerin bilinçli deneyimler yaşadığı iddiaları son yıllarda artmış ve popüler medyadan bilimsel dergilere kadar geniş yer bulmuştur. Bu tür iddialar yanıltıcıdır, ve finansman ve hükümet politikası kararlarını yanlış yönlendirme potansiyeline sahiptir. Temel, birincil bilinci tanımladıktan sonra, bitki bilincinin savunucuları tarafından öne sürülen 12 temel iddiaya karşı yeni argümanlar sunuyoruz. Çalışmamızın üç önemli yeni sonucu şunlardır:
(1) bitkilerin bilinçle ilişkili proaktif, ileriye dönük davranışları sergiledikleri değil, yalnızca uyaran izlerini reaktif olarak algılayıp takip ettikleri;
(2) bitkilerde elektrofizyolojik sinyalleşme, hayvanların sinir sistemlerinde olduğu gibi bütünleştirici bilgi işlemeden ziyade anlık fizyolojik işlevlere hizmet eder ve bitki bilincine dair hiçbir belirti vermez;
(3) bitkilerde klasik Pavlovcu öğrenmenin tartışmalı iddiası, doğru olsa bile ilgisizdir, çünkü bu tür bir öğrenme bilinç gerektirmez. Son olarak, hangi organizmaların bilince sahip olduğuna ilişkin iki mantıksal varsayıma dayanan kendi hipotezimizi sunuyoruz. İlk varsayımımız, duygusal bilincin, ödüller ve cezalar hakkında edimsel öğrenme için gelişmiş bir kapasite ile işaretlendiğidir. İkinci varsayımımız, görüntüye dayalı bilinçli deneyimin, vücut içindeki dış çevrenin kanıtlanabilir şekilde haritalanmış temsilleriyle işaretlendiğidir. Bazı hayvanlar bu kriterlerin her ikisine de uyuyor, ancak bitkiler hiçbirine uymuyor. Bitki bilinciyle ilgili iddiaların oldukça spekülatif olduğu ve sağlam bilimsel destekten yoksun olduğu sonucuna varıyoruz.'
"bitkilerin sinir sistemi yok" derken sesimde değişim farkediyorum artık. Gerçekten bunu söylemiş olamazsın gibi bir tonlama... (Elimde olmadan oluşuyor üzerinde çalışıyorum)
Birde bunu söyleyen birinin; kimsenin fikrine saygı duyamayacağını, sığ bir insan olduğunu düşünüyorum.
Abi insan bir durup 2 salisede olsa düşünmez mi? Hep bir laf sokma, bir açık arama çabaları.
EVCİL HAYVANIN İLE yetiştirdiğin bir maydanoz doğramanın aynı şey olduğunu mu söylüyorsun?
"veganlar da bitkileri yemesin, bitkiler bize oksijen üretiyor" yorumuyla birlikte görünce ağzımın açık kaldığı "savunma" cümlesi. veganlığı asla anlamaya çalışmayan, acıdan kıvranan ve kaçmaya çalışan hayvanlar ile bitkileri aynı kefeye koyan, empati yapıyormuş gibi görünen ama empatiden yoksun insan beyanı.
hayvan haklarını acı hissetmeye canlı olmaya indirgeyen rezil mantık. konu can olsaydı vejetaryen olmayı savunurduk zaten. neyse sinirlenmicem bu tarz kişilere konunun canlı olmak değil birey ve kişi olmak olduğunu anlatbilirsiniz
Veganizmin temelinin hissedebilirlik (#12513 ) oldugunu dusunuyorum. Bu baglamda, ''hissedebilen/➕pozitif ve ➖negatif deneyim potansiyeli olan bir canli olmak" ile "birey/kisi olmak" arasindaki farkin ne oldugunu merak ediyorum.