psişik duyarlılık, beş fiziksel duyunun yanında önsezi, telepati, manyetik ve elektrik alanlara olan hassasiyetleri kapsayan bir kategori olarak tanımlanabilir.
metafizik ve ezoterik literatürde masalsı ve gizemli şekillerde sıkça bahsi geçen bu duyarlılıkların aslında fiziksel varlığın bir devamı olarak rasyonel bir bakışla da ele alınması mümkündür.
her nesnenin ve canlının rezonansı olduğu, tüm canlıların elektrik taşıdığı ve yaydığı, kuantum alanda zaman ve mekânın olmadığı, bedenlerimizi de oluşturan atomların yüzde 99 oranında boşluktan müteşekkil oluşu gibi bilimsel keşifler sayesinde, artık konuyu dinsel, ezoterik, mistik hikayelere mahkûm olmadan da konuşabileceğimiz bir çağdayız.
eğitim sisteminde ve kültürde maruz kaldığımız şartlandırmaların bir sonucu olarak bu duyarlılıkları deneyimlesek bile tesadüf olduklarını varsaymayı seçeriz. haliyle bedenin meyve, sebze gibi elektrik yüklü besinlerin tüketilmesiyle geri kazandığı akışkanlığın bir getirisi olarak ortaya çıkan bu hassasiyetlerden açıkça söz edildiğini duymak kendi deneyimlerimi tanımlamak açısından bana destek oldu.
yazdıklarımın halen bu konuya mesafeli olanlara ve belki de içimdeki şüpheciye karşı bir savunma gibi okunması mümkün. yapıcak bişi yok..