hayvan sömürüsünü dişilik üzerinden anlatmıyordu sanırım tam olarak. sadece hayvan yiyen kültürlerle toksik maskülen ve ataerkil zihniyet arasındaki yakın ilişkiyi resmediyordu. kadın düşmanı gelenek ve toplumların motivasyon kaynağıyla hayvanları mülk olarak görüp sömürüye ortak olmanın altında yatan fikir ve düşünce, toplumsal cinsiyet rolleri gibi yüzyıllardır devam eden alışılagelmiş geleneğin aynısı diyordu. bu yüzden de hayvan sömürüsüne dahil olan feministlere çemkiriyordu. güzel bi sosyolojik analiz kesinlikle. bol bol da örneklerle desteklenmiş her kıtadan.