hala bir fırsat bulup da okuyamadığım kitap. ancak vegan oldum olalı etin cinsellik ve saldırganlıkla nasıl bir ilişkisi olduğunu değişen zihinsel ve bedensel süreçlerimle anlayabiliyorum.
bedenin başka bir canlıyı yemesinin verdiği gerginliği ve tahakkümü anlayabiliyor insan. bunu anlamak da tüylerini ürpertiyor insanın. beden başka bir bedeni yemeyle işgal etmiş, ele geçirmiş, hatta sindirmiş bir şekilde kendini saldırgan olarak kodluyor zannımca. cinselliği de bu minvalde düşünerek saldırganlığa dönüştürüyor.
bence askerde (askerlik hiç olmasın zaten de) şap yerine vegan yemekler verilse yeridir.
erkekler kadını av(!!!) gibi görüp öldürmeye, yemeye(!), sindirmeye(!) çalışıyor.
veganlık bu değil mi zaten, zaptedilemez bir yemek terörüne karşı duruş.