VİCDANİ KAYGILARI OLAN AMA SATIŞ PAZARLAMA BECERİLERİ PEK GELİŞMEMİŞ BİR İNSAN TÜRÜDÜR.
bana gore; ne yiyiyorsunuz sorusuna avokado, kinoa, kaju, chia, soya sutu gibi cevaplar veren vegandir. insanlar uzerinde veganligin yanlis algilanmasina sebep olurlar. olusturduklari bu algiyi yikana kadar 40 takla atmak durumunda kaliyoruz.
(bkz:etiler veganı)
bence asıl veganlar olarak insanlara "şöyle veya böyle vegan" tarzı etiketler yapıştırmayı bırakmalıyız, zaten şurada bir avuç insanız. yaşasın veganların kardeşliği.
katılmıyorum. asıl kendimizi bu tarz kimlikler üzerinden tanımlama konusunda biraz dikkatli olmalıyız. ben şuyum veya buyum dediğimizde bir alan çizmiş oluyoruz, bu da ben ve öteki gibi bir ayrım oluşturuyor. benzer frekansa sahip insanlar ister istemez bir araya gelirler, bunda bir sakınca yok elbette. fakat veganları elitize ederek korumaya çalışmak pek mantıklı gelmiyor. her zaman sorgulayıcı ve önce kendimizi eleştirebilen bireyler olmalıyız. çünkü elitize olmuş ve aynı klasik tabirleri sürekli ileri sürerek kendini hep haklı gören bir veganlık düşüncesi, olayı ekseninden kaydırır. çünkü bu vegan olmaktan ziyade doğru bilinen yanlışları aydınlatma sürecidir. ılımlı ve şeffaf olmalıdır.
bba ya katılıyorum mesela hepimizin bir ismi var o da etiketimiz gibi tıpkı hoop ismimizi kullanmasaydık giydiğimiz kıyafetin rengi, saçımızın rengiyle hitap edilseydi hey kızıl, hey sarı tshirtlü, hey siyah ayakkabılı
bir şeyi ayırt etmek ve ifade etmeyi kolaylaştırmak için en kolay yol etiket, etiketler olmasaydı dünya çok daha karmaşık bir yer olurdu
"kafamda bi şey var ama sana nasıl aktarabilirim... ah, keşke buna etiket koymayı akıl etselerdi"
bazı insanların her konuda en iyisi olma hırsı ve kendi gibi olmayanları eleştirmeleri çok rahatsız edici geliyor bana. hepimiz bir şeyler yapmak için uğraşıyoruz zaten, mükemmel olmak zorunda da değiliz. birkaç vegan facebook grubunda rastladım buna, bir atıştırmalık paylaşan birine karşı yorumlarda nefret kusmuşlar. neymiş içerisinde palm yağı varmış, nasıl paylaşırmış bunu, bunu paylaşan bir insan kendine nasıl vegan dermiş. aynı şey eser miktar ve hindistan cevizi içeren ürünler için de yazılıyor. biraz sakin olunması gerektiğini düşünüyorum.
Eğer bahsedilen aktivist vegansa bu yobazlık değildir. Başka ne yapacaktık hayvan sömürüsüne karşı çıkarken ama et yiyenlere de saygı duyuyorum demek en iyi tabirle ironik değil mi? Tabii ki gidip et yiyenleri dövelim demiyorum ancak en azından protesto etmek gerçekleio her fırsatta gözlerine sokmak gerekiyor çünkü onlar da hayvan yaşamına saygı duymuyorlar
En sevdiğim vegan çeşitidir.
-solcu olayım derken nasyonel sosyalist olmak
-din yayalım derken kafa kesmeye başlamak
-tarikata katılayım derken kediciğe dönüşmek
-yüzüğü ayrıkvadiye getireyim diye yola çıkıp tee mordora gitmek
-müslüm dinleyip kendini jiletlemek
yobaz veganın geçirmekte olduğu kişilik bunalımlarına örnektir.
veganın yobazı bile vegan olmayan en iyiden iyidir
lol
Buradaki Yobazlık tanımı ile, TDK sözlükteki anlam kastediliyorsa, eğer,
1. din konusunda başkalarına baskı yapmaya yönelen, dinsel bağnazlığı aşırılığa vardıran (kimse).
2. bir inanca, bir düşünceye körü körüne, aşırı ölçüde bağlı olan, hoşgörüden yoksun (kimse).
3. İncelik ve naiflik ile ilgisi olmayan (kimse).
Veganlığı din gibi görme, bu konuda psikolojik baskı yapma, geçiş süreçlerini kabul etmeme, kendisi kadar (kendisi ölçüsünde) bağlı olarak görmediğine karşı hoşgörüsüz olma, üsttenci dil vb gibi naif olmayan duruş sergileme, ..... gibi olasılıklar geliyor aklıma. Konu, dr. Murat Kınıkoğlu ile yapılan bir YouTube diyaloğunu hatırlattı biraz. Yukardakilere benzer ifadelerle "veganlıkta yobazlığı" nasıl değerlendirdiğini sormuşlardı kınıkoğlu’na. Ben onlara yobaz vegan değil, veg-baz diyorum demiş ve gülümsetmişti kendisi:)
(bkz:murat kınıkoğlu)
eser miktar ve palm yağı.