navegan insanların, sokakta zor durumdaki hayvanları neden cins hayvanlara tercih ettiklerini anlayamıyorken veganları anlamak ne mümkün. sevgili hayvanseverler (cinsseverler), diyenler olacaktır ki: "onlar da hayvan değil mi, napalım atalım mı?". nedense bu komik soru soruluyor. siz ister parayla ister mama karşılığı ister ilk aşılar karşılığı cins hayvan sahiplenin (!), aslında yasaklanmış olan bu ticaretin döngüsünü sağlıyorsunuz, ki el altından hala devam ettiğini bilmeyen yoktur.
"arkadaşımın kedisi doğurdu, ben de birini aldım, para vermedim sayılır." favorim, arkadaşınız sizden cüzi para aldı ama hayvanlar üzerinden kazanmaya devam edecek, kuru ekmekle besleyecek, betonda pislik içinde yatıracak, çiftleşme ve doğurma yaşı geçince de sokağa atacak.
biz dışarıdaki bilinçsiz üreyen hayvanlara yetişmeye çalışırken siz hala bile isteye üretime destek veriyorsunuz. bunun bir nevi marka takıntısı olduğunu düşünüyorum. insanlar çirkin insana bile tahammül edemezken hayvanın da sokakta olanı onlara çirkin geliyor herhalde, instagramlık değil sokaktaki, onlar da haklı (!).
instagramda evcil hayvan ilanlarında bile cins görünce endişelenmiyorum, çünkü akşamına alıcısı çıkmış oluyor. sokağa atılmış cins hayvanları sahiplenmenizi bir yere kadar anlarım. sıkılınca atan bol. gidin gezin barınakları rottweilerdan samoyede scottishe terk edilmiş cins kedi köpek dolu.
amacımız; bugün yemek ve su bulup karnını doyurabildiği meçhul olan, ağrısı tümörü mantarı uyuzu hastalığı olup olmadığından bir haber olduğumuz, sokakta biz insanlara rağmen yaşamaya çalışan canlıların hayatına dokunabilmek olmalı.