cpm_inboxCount

Yazar adı gereklidir!

Göster Şifre gereklidir!

Şifreni mi unuttun?

Yazar adı gereklidir!

E-posta gereklidir!

Göster Parola gereklidir!

7 + 12 =

Şifrenizi mi unuttunuz? Endişelenmeyin! Aşağıdan kayıt olduğunuz e-posta adresinizi girin ve şifrenizi sıfırlayın.

E-posta gereklidir!

Girişe Dön

Kapat
  • tavşan kaç kapitalizmi ve vicdanlara seslenmek

    Mehmet Erçetin'in ralph adlı tavşan videosu hakkında kaleme aldığı, sol 'da çıkan köşe yazısının başlığı.


    "Resmini gördüğünüz, bu yazıya vesile olan Ralph, üzerinde kozmetik ürünler testleri yapılan bir tavşan. İnsanlaştırılmış biçimde bir videoda başından neler geçtiğini anlatıyor. Ağzından trajik sözler duymuyoruz, daha çok bir çaresizlik içerisinde tüm ailesini laboratuvarlarda kaybettiğini, insanların üstünlüğünü kabul ettiğini söylüyor ve gördüğü zararı, sahip olduğu hastalıkları anlatıyor... böyle videolar veya kampanyalar gördükten sonra ilk işim, kuruluş hakkında kısa bir internet taraması yapmak oluyor... Reklamlarda Ralph gibi ümidini kaybetmiş, lümpenleşmiş, örgütsüz tavşanları değil mücadeleci tavşanları görmek istiyoruz. Çünkü aynı onlar gibi sadaka kültürüyle değil mücadeleyle empati yapmaya ihtiyacımız var. Tüm canlıların özgürlüğü için, yaşasın birleşik mücadelemiz!..."

    "birden fazla doğru şekilde yapılabilecek aktivizm vardır" düşüncesini oluşturdu bende. bu tamamen veganlığı anlattığımız kişi ile (bu kendimiz dahi olsak) alakalı. kimi gerçekten daha direkt, doğrudan anlatımla konuyu anlarken, kimisi de daha empati kurabileceği belki daha "yumuşak" diye tabir edebileceğimiz bir anlatı sonucunda mevcut sömürü sistemini tanır.


    bu duruma örnek olarak, earthlings ile the game changers 'ın insanlar üzerindeki etki bırakma gücünü ele alabiliriz. tabi ki earthlings olanı daha direkt anlatan kısım, the game changers biraz daha yumuşak anlatan. beni vegan yapan earthlings oldu lakin sadece ben izlemekte ısrarcı olduğum için 3. kez açıp karşısına oturduğumda bitirebildim, bu tecrübelerden daha ilkinde kapattıktan sonra psikolojik olarak kendime çok daha fazla alan tanıyıp, tekrar izleme ve sonrasında tekrar izleme kararı almış olmasaydım, muhtemelen şu an hala vegan olmayabilirdim. e haliyle ilk denemede tamamını izleyebilen de var, izleyemeyen de. kimse kalkıp "nasıl bunu izleyemezsin" diye kimseye kızmamalı sanki. "tekrar ben bu belgeseli açıp izlemem" diyen birisine bu "direkt" yaklaşım olumlu sonuç veren bir tavır olmaz gibi geliyor bana. hal böyle olunca kişi gerek kendisi gerekse karşısında bu konuyu anlattığı kişi için, konuyu belki daha farklı açılardan ele alan ancak nihayetinde insana "vegan ol" çağrısı yapan kaynağı tercih edebilir. doğru konuya yanlış yaklaşım, kişi bunu bahane olarak kullansın ya da kullanmasın, kişiyi konudan tamamen uzaklaştırabiliyor.

    vegansozlukcom vegansozlukcom vegansozluk