Şifrenizi mi unuttunuz? Endişelenmeyin! Aşağıdan kayıt olduğunuz e-posta adresinizi girin ve şifrenizi sıfırlayın.
Atalarımız hayatta kalmak için bunu yapıyorlardı ve şuan bizim bildiklerimizi bilmiyorlardı. En önemliside bu kadar çok çeşitin olduğu süpermaketler ve pazarları yoktu. Benim tahminim hayvanları taklit ettiler. çünkü bizde aslan, kedi veya kaplanda olduğu gibi içgüdüsel bir avlanma isteği yok. Bir tavşan, koyun veya inek gördüğümüzde azımız sulanmıyor veya avlama isteği uyanmıyor, genelde başını okşayıp seviyoruz.
'bir tavşan, koyun veya inek gördüğümüzde azımız sulanmıyor veya avlama isteği uyanmıyor, genelde başını okşayıp seviyoruz.'
Daha once uzerinde durmadigim bir dusunce ama gercekten de dogru. Eger evrimsel gecmisimiz sirf kanla doluysa o zaman niye avlanma ic gudumuz yok sorusu ortaya cikiyor.
Evrimsel gerekçelerle et yememiz gerektiğini, çünkü atalarımızın et yediğini ve insan doğasının bu olduğunu söyleyenlere nazik bir dille, taşı yontup av aleti yapmadan önce atalarının beden gücüyle avlayabildigi tek etin börtü, böcek, karınca olduğunu hatırlatıyor, kendilerini böcek yemeye davet ediyorum.
Evrimsel gecmisimize atifta bulunarak vegan olmamak gerektigini savunmak felsefede bir mantik hatasi olarak sayilir. Gelenege basvuru/eskiye basvuru/gecmise basvuru (Argumentum ad antiquitam) olarak da adlandirabilecegimiz bu safsataya gore bu arguman sunu goz onunde bulundurmaz: O donemde hayvanlari oldurmeyi gerekcelendiren nedenler gunumuzde ortadan kalkmis olabilir ya da belki de o eski donemlerde 'hayatta kalma' adina yapilanlar dahi yanlisti. Belki de hayatta kalmak icin bile baska bir hissedebilen canlinin yasamini kendimize 'hak' gormek yanlistir.