cpm_inboxCount

Yazar adı gereklidir!

Göster Şifre gereklidir!

Şifreni mi unuttun?

Yazar adı gereklidir!

E-posta gereklidir!

Göster Parola gereklidir!

14 + 5 =

Şifrenizi mi unuttunuz? Endişelenmeyin! Aşağıdan kayıt olduğunuz e-posta adresinizi girin ve şifrenizi sıfırlayın.

E-posta gereklidir!

Girişe Dön

Kapat
  • ekrem imamoğlu

    Ekrem İmamoğlu, 27 Mart' ta “Oylarımız Hayvanlar İçin” kampanyası kapsamında “Söz Veriyorum” taahhütnamesini imzalamış.

    Taahhütnamenin 15. maddesi ise şu şekildeymiş:

    “Atlı faytonları kaldırarak yerine akülü ulaşım araçları koyacağıma, kurtarılan atların ekolojilerine uygun geniş doğal ortamlarda rehabilite edilerek ölene kadar yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacağıma söz veriyorum.”

    Bugünkü Ekrem İmamoğlu atlı fayton sömürücüsü insanları ve atlı fayton zulmünün kaldırılmasını istemeyen Adalıları da düşünmek zorunda olduğunu söylemiş. Vegan olmayan zihniyet için hayvanların canlarının hiçbir zaman tam anlamıyla önemi olmayacak. Çünkü kendisi de içten içe bunda anormal olan neyin olabileceğini soruyor hâlâ. O kadar normal geliyor yani. Adalının keyfi, göz zevki, sömürücülerin ekmek parası ( haram lokma ) hayvanların canından daha kıymetli pek tabii. Hayvan oy veremiyor sonuçta. Ne işine yarar hayvan canı? Öldürmek ve sömürmek için yaratılmadılar mı ki? Bu arada ölene kadar dediği hayvanlar, öğlene kadar da olabilir. Ancak unutuyor ki hayvanseverler ve hayvan hakkı savunucuları oy verebiliyor. Bir dahaki seçimde o atların canına mâl olmasının bedelini sandıkta ödeyecektir muhakkak. Vegan olmayan, ancak kendisini hayvansever olarak niteleyen çok fazla insanın da güvenini sarstı ayrıca.

    İyi ki oy vermemişim dediklerimden kısaca kendisi. (bkz:veganlık ve siyaset)
    hep kötünün iyisi mi iyinin kötüsü mü gibi sorulara muhtaç kaldığımız ve sıkıştırıldığımız için birçok kişi için parlak bir aday oldu. istanbul'da olsaydım kendisine oy vermezdim. kolunda hayvan derisi ve pahalı bir saat, mesleği müteahhitlik olan bir kimseye önyargı beslemek doğal olsa gerek. kolunda bir canlının derisini taşıyan kişi için beklenen hareketler. sonuç olarak belirli bir duyar taşımadığını da görebiliriz bu noktayla beraber.

    maalesef al birini vur ötekine söz konusunu oy vermeyen veremeyen söz hakkı olmayan canlılar olduğunda.

    zaten fayton zulmüne maruz kalan atlarla ilgili bir kesin bir tavır sergileyemeceğini uber-taksi meselesindeki duruşuyla da tahmin etmiştim. bu ülkede yüzyıllardır tuhaf bir şekilde bazı meslek grubundaki insanlara dokunulmuyor. 400 sene geciken matbaa gibi.
    (bkz:hayal kırıklığı)
    başlarda farklıydı, iyi olacak diye düşünmüştüm, kendisinden umutluydum umut verici vaadleri vardı ama o da hayvanların hakları konusunda herkes gibi çıktı. istanbul vegan inisiyatifinden takip ettiğim kadarı ile de büyükada’da açılan ölüm çukurlarının umrunda olmadığını belli etti. istanbulda yaşayanlar daha iyi bilirler şehrin hangi sorunlarının çözülüp çözülmediğini ama bu konuda verdiği sözü tutmalıydı, içimi yakan konu, canları umursamalıydı.
    ekrem imamoğlu karşı taraf gibi anında faytonları durduracağım demek yerine her iki tarafı da dinleyeceğim demişti o yüzden bunu ikinci plana atacağını ne yazık ki anlamıştım. içime sinerek oy verdim, çünkü eğer yapacaksa anca bu adam yapar. kendisinin de hayvan hakları eylemcileriyle yapacağı görüşmede biraz olsun olaylara farklı bakmasını diliyorum. ileri atılmayacağını ve 2020'in başlarından itibaren elektrikli faytonların yürürlüğe girmesini büyük bir umutla bekleyeceğim.

    Keske oy vermeseydim dedigim bir insan.

    Egri oturup dogru konusalim, hissedebilen canlilari (sentient) = hayvanlari savunacak vegan bir politikaci dusunemiyorum bile. Pratikte gerceklesemeyecek bir olasilik gibi duruyor.

    vegansozlukcom vegansozlukcom vegansozluk