avrupa yakası adlı dizinin, genel hatlarıyla hayvanlara bakış açısını on ay kadar önce yazdığım bir inceleme yazısı. :) güncellenmiş haliyle paylaşıyorum.
bu dizide genelde cins hayvanlar yer aldı ve onlar da toplumsal anlamda yeterince değer görmedi maalesef.
şahika' nın, sedef' in cins köpekleri (fatoş, leo), cem' in hediye olarak aslı' ya cins kedi satın almış olması, fatoş' un cins kedisi (ponpon) ve bu hayvanların ego tatmini için bir eşyaymış gibi satın alınmış olmaları... fatoş' un yokluğunda kedisine bakmasını istediği tanrıverdi' nin, kedilerden korkması nedeniyle burhan' dan istediği yardım sonucunda, korkmalarına haklılık verilmesi beklenen çok hırçın bir kedi profili çizilmiş. şahika' nın, köpeği kıyafetinin rengine uyan bir eşya olarak görüp satın alması, köpeği kafenin önünde unutması, onunla hiçbir şekilde ilgilenmemesi, başkalarına baktırması...
ayrıca yaprak' ın vejetaryen olması onun sorunlu tavrıymış gibi görünüyor. kubilay için et yemeyi düşünmesi, teklif edilince midye yemeyi kabul etmesi; onun bu konuda baz aldığı şeyin sadece midesinin bazı et çeşitlerini almaması gibi bir neden olduğu izlenimini veriyor. yani oldukça istikrarsız. ancak gelinliğinin kendisinden habersiz olarak kuş tüyünden yapılmış olmasına verdiği tepki oldukça yerindeydi.
iffet' in bir süre vejetaryen beslenme şeklini seçmesiyle aile bireylerinin bu duruma verdiği tepki etsiz yaşamın anormal bir durum olduğunu düşündürüyor. aslı' nın " et de yok, tavuk da yok; yakında çayıra çıkıp mee'leyeceğiz ya! " cümlesi et yemeyince sanki geriye yenecek sadece ot kalacak olması gibi dar bir düşünceyi gözler önüne seriyor. iffet' in tavukların da hayatının olduğunu söylemesi üzerine tahsin' in tavuklar için yaptığı şu yorum toplumun hayvana bakış açısını da yansıtıyor açıkçası: " ne hayatı varmış ya! bütün gün yiyip içip yumurtluyorlar. ara sıra gıt gıt gıt gıt... " . yani hayatınızın hayattan sayılması için iş sahibi olup tüm gün çalışmanız gerekiyor. boş durmak yok. :) oğlu volkan' ın, yeğeni sacit' in tavırlarının tavuktan ne farkı vardı ayrıca? o da ayrı bir çelişki ve ayrı bir konu. +++
bu dizide genelde cins hayvanlar yer aldı ve onlar da toplumsal anlamda yeterince değer görmedi maalesef.
şahika' nın, sedef' in cins köpekleri (fatoş, leo), cem' in hediye olarak aslı' ya cins kedi satın almış olması, fatoş' un cins kedisi (ponpon) ve bu hayvanların ego tatmini için bir eşyaymış gibi satın alınmış olmaları... fatoş' un yokluğunda kedisine bakmasını istediği tanrıverdi' nin, kedilerden korkması nedeniyle burhan' dan istediği yardım sonucunda, korkmalarına haklılık verilmesi beklenen çok hırçın bir kedi profili çizilmiş. şahika' nın, köpeği kıyafetinin rengine uyan bir eşya olarak görüp satın alması, köpeği kafenin önünde unutması, onunla hiçbir şekilde ilgilenmemesi, başkalarına baktırması...
ayrıca yaprak' ın vejetaryen olması onun sorunlu tavrıymış gibi görünüyor. kubilay için et yemeyi düşünmesi, teklif edilince midye yemeyi kabul etmesi; onun bu konuda baz aldığı şeyin sadece midesinin bazı et çeşitlerini almaması gibi bir neden olduğu izlenimini veriyor. yani oldukça istikrarsız. ancak gelinliğinin kendisinden habersiz olarak kuş tüyünden yapılmış olmasına verdiği tepki oldukça yerindeydi.
iffet' in bir süre vejetaryen beslenme şeklini seçmesiyle aile bireylerinin bu duruma verdiği tepki etsiz yaşamın anormal bir durum olduğunu düşündürüyor. aslı' nın " et de yok, tavuk da yok; yakında çayıra çıkıp mee'leyeceğiz ya! " cümlesi et yemeyince sanki geriye yenecek sadece ot kalacak olması gibi dar bir düşünceyi gözler önüne seriyor. iffet' in tavukların da hayatının olduğunu söylemesi üzerine tahsin' in tavuklar için yaptığı şu yorum toplumun hayvana bakış açısını da yansıtıyor açıkçası: " ne hayatı varmış ya! bütün gün yiyip içip yumurtluyorlar. ara sıra gıt gıt gıt gıt... " . yani hayatınızın hayattan sayılması için iş sahibi olup tüm gün çalışmanız gerekiyor. boş durmak yok. :) oğlu volkan' ın, yeğeni sacit' in tavırlarının tavuktan ne farkı vardı ayrıca? o da ayrı bir çelişki ve ayrı bir konu. +++