nasıl bir beslenmeden geçildiğine bağlı olarak çeşitlilik gösteren deneyimlerdir. uzun yıllar karmakarışık beslenme ile bir şekilde yaşayan biri olarak, aşağıda kişisel sürecimi hem kendi keyfim için hem de belki birilerine ilham olur düşüncesiyle yazıyorum.
geçiş deneyimleri başlığında bilhassa geçişin ilk yıllarında zuhur eden bedensel, ruhsal ve sosyal değişikliklerden bahsedebiliriz.
edindiğim bilgilere göre; et, süt, yumurta, bal ve bunların yan ürünleri, insan bedenini enfeksiyon ve inflamasyonun habitatı olan 2-5 ph arası asidik bir seviyeye taşıyor. bitkisel beslenmede de bedeni asidik hale getiren bakliyat, hububat, rafine ve işlenmiş ürünler olmasına rağmen yine de bunların etkisi hayvansal ürünlerin insan vücuduna verdiği zararla karşılaştırılamamakta..
dolayısıyla, ilk etapta vücut, yıllar boyu palazlanan aşırı toksisiteden dolayı başedemedigi ve sonra çözmek üzere çoklukla yağ dokularına saklamış olduğu toksinlerden kurtulmaya başlıyor. şahsen 1,5 senede 10 kilo vermiştim.
halsizlik, ifrazat dizboyudur; çoğu insan bu süreçte vegan olmanın onları hasta ettiği yanılgısına düşüp kararını sorgular. aslında hastalık gibi görünen şey iyileşme krizleridir.bu bedensel değişimle cebelleşirken çevrenizden duyacağınız korkunç yorumlar, felaket senaryoları ve saire, süreci sosyal olarak da tam bir sınav haline getirir.
belki yirmi yaşında vegan olsaydım herşey bu kadar çetrefilli olmazdı. otuz yıl boyunca tabağa koyulan herşeyi sorgulamadan yemiş olmanın diyetini ödedim muhtemelen. neyse ki tüm bunlar geride kaldı. bedenim artık bütün detaylarıyla bitkisel bir bileşik! :)
bununla beraber gelen yepyeni hassasiyetler, bunları tanıma serüveni ise ayrı bir hikaye.